Lüksemburg neden bu kadar zengin?

Ekonomi. Lüksemburg ekonomisi istikrarlı, yüksek gelirli, büyüme hızı yüksek bir ekonomidir. Ülkede enflasyon ve işsizlik oranları son derece düşüktür. 1960 yılına dek çeliğin egemen olduğu sanayi sektörü, son dönemlerde çeşitlenmiş ve kimyasallarla kauçuk işlemenin payı artmıştır. Aynı zamanda dünya bankalarının kalbi olarak bilinmektedir


konaklama gezi ve kültürel her şey

Light Gradient Circle

Rota belirlendi

LÜKSEMBURG!

nereleri gezmeliyim görmem gereken yerler neresi gibi sorularınızın cevabı için tıklayınız

Light Gradient Circle

lüksemburg kültürünü gelenekleri yemeklerini ve daha fazlası için tıklayınız

Light Gradient Circle

KÜLTÜREL LÜKSEMBURG

Modern Vaporwave DJ Set

lüksembug'ta ne yenir

Modern Vaporwave DJ Set

lüksemburg kültür ve gelenekleri

Modern Vaporwave DJ Set

dünden bugüne

lüksemburg

Cheese Fondue

Bazen çikolata sosuyla bazense peynir eritilen fondüler Lüksemburg’un popüler tatlarından.


1

Gromperekichelcher

Türkiyede mücver olarak bildiğimiz tadın bir farklısı Lüksemburg’da karşımıza çıkıyor.

rösti

Rendelenen patateslerin

kızartmasıyla oluşan Rosti,

geleneksel Avrupa yemeğidir


2

6

7

Quetschentaart

Mürdüm eriklerini

deneyebileceğinizen güzel hali

olan bu tart, şehrin

sevilen lezzetlerinden biridir.

Bouneschlupp

patateslerin pastırma, soğan ve

patatesle beraber kaynatıldığı

bir sebze çorbasıdır


Paschtéit or

bouchée à la reine

şık görüntüsüyle ilk önce

gözünüzü sonra midenizi doyuruyor.

Kültür ve sanat

Lüksemburg, tarihi boyunca kültürel bağlamda komşularının gölgesinde kalmış, uzun yıllar bir tarım ülkesi olarak anılmış ancak kendine özgü birtakım folklorik gelenekler geliştirmiştir. Ülkede büyük çoğunluğu başkent Lüksemburg'da bulunan pek çok müze vardır. Ulusal Tarih ve Sanat Müzesi, Lüksemburg Şehri Tarih Müzesi, Grandük Jean Modern Sanat Müzesi ve Diekirch'deki Ulusal Askeri Tarih Müzesi ülkenin en bilinen müzelerindendir. Eski ve iyi korunmuş kaleleriyle başkent Lüksemburg UNESCO'nun dünya kültür mirası listesinde yer almaktadır.


Lüksemburg'dan, ressam Joseph Kutter ve Michel Majerus ile fotoğraf sanatçısı Edward Steichen gibi dünyaca tanınmış sanatçılar yetişmiştir. Steichen'ın The Family of Man adlı sergisi Clervaux'da kalıcı olarak sergilenmektedir.


Başkent Lüksemburg, 1995 ve 2007 yıllarında olmak üzere iki kez Avrupa Kültür Başkenti olma özelliğini taşıyan tek şehirdir. 2007 yılında Avrupa Kültür Başkenti'nin Büyük Lüksemburg Dukalığı, Almanya'nın Rheinland-Pfalz ve Saarland eyaletleri ile Fransa'nın Lorraine

bölgesini kapsayan sınırötesi bir alan olması kararlaştırıldı. Böylece bölgelerarası ilişkilerin artırılması, geliştirilmesi ve karşılıklı görüş alışverişi sağlanması amaçlandı.

İnançlar



Lüksemburg laik bir devlet olmasına karşın, devlet bazı inançları resmi olarak tanır. Böylece devlet dini işlerde yönetimde söz sahibi olur ve din adamlarının atanmasında rol oynar. Bunun karşılığında, dini kurumların giderleri ve din adamlarının ücretleri ödenir. Günümüzde Lüksemburg'da tanınmış inançlar Katolik Kilisesi, Rum Ortodoks Kilisesi, Rus Ortodoks Kilisesi, Yahudilik, Anglikanizm, Protestanlık ve İslam'dır.


Lüksemburg'da 1980 yılından beri devletin dini inançlara ve eylemlere ilişkin istatistiksel bilgi toplaması yasaklanmıştır.


CIA'in 2000 yılı için yaptığı tahminlere göre Lüksemburg halkının %87'si Katolik Kilisesi'ne bağlı iken kalan %13'ü de Protestanlık, Rum Ortodoks, Yahudilik ve İslam inançlarına mensup ya da dinsizdir.


Lüksemburg'da inançlar konusunda en güncel istatistik sonuçları Avrobarometre'nin 2

005 yılında yürüttüğü çalışmalar sonucu elde edilenlerdir. Buna göre, Lüksemburg vatandaşlarının %44'ü tanrının varlığına inandığını, %22'si bir özel ruh ya da yaşam kaynağının olduğunu düşündüğünü, %22'si de herhangi bir tanrı ya da kutsal varlığa inanmadığını belirtmiştir.

Diller



Lüksemburg'da, Lüksemburgca, Fransızca ve Almanca olmak üzere üç resmi dil vardır. Lüksemburgca resmi dillerden biri olmasının yanı sıra dukalığın ulusal dili olarak kabul görmekte ve hemen hemen tüm Lüksemburglular tarafından bilinmektedir. Lüksemburgca, Almanya sınırında, Almanların konuştuğu lehçeye yakın bir dildir ancak Fransızcadan yoğun biçimde etkilenmiştir.


Ülkedeki resmi dillerin üçü de çeşitli alanlarda birinci dil olarak kullanılmaktadır. Lüksemburgca günlük hayatta konuşulan dil olma özelliğine sahiptir ancak yazılı dilde pek kullanılmamaktadır. Resmi yazışmaların büyük bölümü Fransızca yapılır ancak okullarda en çok öğretilen dil ise Almancadır. Basın-yayın organlarının büyük çoğunluğunun ve ülkedeki Katolik Kilisesi'nin de dili Almancadır.


Lüksemburg'da eğitim de üç-dillidir. İlköğretimin ilk yılları Lüksemburgca yapılır. Daha sonra kullanılan dil Almanca olarak değişir. Ortaöğretimde ise öğretim dili Fransızcaya döner. Ancak ülkede ortaöğretimden mezun olabilmek için ülkenin üç resmi dilinde de yeterlilik belgesi gerektiğinden ülkede okul bitirme diploması almadan eğitim kurumlarını terk edenlerin sayısı oldukça yüskektir. Özellikle göçmen ailelerin çocukları bu konuda büyük güçlüklerle karşılaşmaktadırlar.


Ülkenin üç resmi dilinin yanı sıra, İngilizce de zorunlu eğitim süresince öğretilmektedir ve Lüksemburgluların büyük bir bölümü İngilizceyi iyi biçimde konuşabilmektedir. Bunun dışında, Portekizce ve İtalyanca

ülkedeki en büyük azınlık dilleridir.


Batı Avrupa'da, Fransa ile Almanya arasında yer alır.

ya da kısaca

Lüksemburg Fransa, Almanya ve Belçika ile komşu, denize kıyısı olmayan

, kuzeybatı Avrupa'da bir ülkedir. Lüksemburg Avrupa Birliği üyesidir.

Ülkenin başkenti, ülkeye ismini veren Lüksemburg

kentidir


Resmi dilleri Almanca ve Fransızcadır. Nüfusu yaklaşık 500.000 kişi olan ülkenin para birimi Euro, kişi başına milli geliri 81,383 dolardır.


Lüksemburg parlamenter temsili demokrasi ile birlikte anayasal krallık sistemi vardır. Grandük unvanını taşıyan bir kral tarafından yönetilir. Eski dönemlerden, günümüzde ayakta olan en büyük dukalıktır. Ülke son derece gelişmiş bir ekonomiye sahiptir ve kişibaşına düşen milli gelir ortlamasında IMF ve Dünya Bankası verilerine göre birinci sırada yer alır. Tarihi ve stratejik önemi kurulduğu Roma dönemine dek

uzanır.


Başkenti Lüksemburg, 2007 Avrupa kültür başkenti seçildi. Ayrıca kişi başına düşen yıllık milli gelirde dünyada ilk sıradadır (81.000$ 2006 tahmini). Diğer ülkelere nazaran zengin bir toplum olması, ülke topraklarının küçük olması ve çekirdek bir ülke olarak yaşaması ile doğru orantılıdır.

Tarihçe



Lüksemburg, Almanya, Fransa ve Belçika arasında yer alır

Bu küçük ülkenin tarihi 963'te kont Siegfried'in Lütteburg kalesini kurdurarak kentin başkentini kurmasıyla başlar.15.yüzyılda 4 Alman imparatoru Lüksemburg'dan çıkmıştır.Bunlardan Karl I,Lüksemburg'u 1354!de düklüğe dönüştürmüştür.1443'te Bourgogne sülalesinin eline geçen ve yüzyıllarca yabancı milletlerin egemenliğinde yaşayan düklük Bourgogne sulalesinden Marié'nin Avusturya imparatoru Maximillan I ile evlenmesi ile Habsburglara geçmiştir.


Habsburg'ların bölünmesi ile ailenin İspanyol koluna geçer.1684'te Fransa kralı 16. Louis tarafından elegeçirilen,ama 1697'de Habsburgların geri aldığı ülke 1794'te yine Fransız işgaline uğramıştır.1815'e kadar Fransız egemenliği altında kalan ülke Viyana Kongresi'nde bağımsız bir büyükdüklük olarak Hollanda'ya geçmiştir. 1830 ayaklanmasından sonra Belçika'ya geçmiştir.


Fransız İmparatoru Napoléon III'ün elegeçirme girişiminin başarısızlığa uğramasından sonra 1827'de bağımsızlığa kavuşan Lüksemburg Büyükdüklüğü büyük devletlerin himayesi altına alınmış ve 1868'de üstünde birçok değişiklikler yapılmasına rağmen günümüzde de aynı geçerli olan anayasa kullanılmaktadır.O tarihten itibaren yansızlık politikası uygulamasına karşın her iki dünya savaşında da Alman işgalinde kalan Lüksemburg,1947 martında Belçika ve Hollanda'yla iktisat ve gümrük birliği Benelüks'ü oluşturmuş,1949'da NATO'YA,1957'DE Avrupa Ekonomik Topluluğuna

üye olmuştur.

Yönetim ve Politika



Ülkede parlamenter temsili demokrasi ile birlikte anayasal krallık sistemi vardır. 1868 anayasası ışığında, yürütme gücü grandük ve çeşitli görevlere atanmış birkaç bakandan oluşan bakanlar kurulunun yükümlülüğündedir. Hükumet başkanı, grandükün onayını aldığı sürece yasama konularında değişiklik yapma ya da yeni yasalar hazırlama yetkisine sahiptir.


Lüksemburg ulusal meclisinin temsilcileri 5 yılda bir yenilenen seçimlerle işbaşına gelirler ve halk tarafından doğrudan seçilirler. 4 seçim bölgesinden toplam 60 milletvekili ülkenin tek meclisli parlamentosuna girer ve yasama yetkisini elinde bulundurur. Ülke Konseyi (Conseil d'État) adı verilen birim ise grandük tarafından atanan 21 sıradan vatandaştan oluşur ve Temsilciler Meclisi'ne görüşve önerilerini sunma hakkına sahiptirler.


Ülkede, Esch-sur-Alzette, Lükemburg ve Diekirch şehirlerinde olmak üzere üç genel mahkeme; Lükemburg ve Diekirch'da

iki bölge mahkemesi, Temyiz ve Fesih Mahkemelerinden oluşan Yüksek Adalet Divanı bulunmaktadır. Ayrıca İdari mahkeme ve anayasa mahkemesi de kurulmuştur ve bu mahkemeler de başkentte yer alır.

İdari yapılanma



Lüksemburg, 3 ile bölünmüştür. Bu üç il kendi içinde toplam 12 kantona ve bu kantonlar da 16 komüne ayrılmıştır. Ülkedeki komünlerden 12'si şehir statüsüne sahiptir ve bunlar içinde en büyüğü başkent Lüksemburg'dur Ülkedeki iller

1. Diekirch

2. Grevenmache

3. Lüksemburg



Askeriye



Lüksemburg'un NATO görevlerine göndermek ve ülke içinde savunma gücünü sağlamak amacıyla oluşturduğu küçük bir ordusu vardır. Yaklaşık 800 kişiden oluşan ülke ordusuna katılım, 1967 yılından bu yana isteğe bağlıdır. Denize çıkışı olmayan Lüksemburg'un donanması da bulunmamaktadır.


Askeri havacılık kuvvetleri de olmayan Lüksemburg, buna karşın NATO'nun 17 adet savaş uçağının sahibi olarak kaydedilmiştir. Belçika ile yapılan iki taraflı antlaşmalar ışığında iki ülke ortaklaşa olarak bugün kullanımda olan bir askeri kargo uçağını finanse etti.




Coğrafya ve iklim



Lüksemburg, Avrupa'daki en küçük ülkelerden biridir ve dünyadaki 194 bağımsız devlet içinde yüzölçümü bakımından 175. sıradadır. Ülkenin toplam yüzölçümü yaklaşık 2.586 kilometrekaredir ve en geniş noktasında 82 kilometre uzunluğunda, 57 kilometre genişliğindedir. Lüksemburg doğusunda, Almanya'nın Rheinland-Pfalz ve Saarland eyaletleri ile, güneyde Fransa'nın Lorraine bölgesiyle komşudur. Batısında ve kuzeyinde Belçika'nın Almanca konuşulan bölgeleri ve Lüksemburg ile Liège illeriyle çevirilidir.


Ülkenin kuzey ucunda Ardenler uzanır. Yoğun ormanlarla kaplı bu bölgeye Ösling (} adı verilir. Bu bölge engebeli arazi yapısına sahiptir ve ülkenin en yüksek tepesi olan 560 metrelik Kneiff da burada yer alır. Bu bölge çok seyrek nüfuslanmıştır. Burada yer alan tek kasaba olan Wiltz, nüfusu 4 bini biraz aşan bir yerleşim birimidir.


Ülkenin güney bölümü ise Gutland olarak adlandırılmaktadır ve Ösling'e göre daha yoğun nüfuslanmıştır. Bu bölge daha çeşitlidir ve coğrafi olarak 5 altbölgeye ayrılabilir. Lüksemburg platosu, ülkenin orta-güney bölümünde yer alır. Burada geniş, düz bir alanda kumtaşı oluşumları gözlenir. Küçük İsviçre bölümü, ülkenin doğusunda yer alır ve sarp kayalıklar, yoğun ormanlarla kaplıdır. Moselle Vadisi, ülkenin en alçak kesimleridir. Güneydoğu sınırına yakın bir noktadadır. Kızıl Topraklar ise ülkenin en güneyinde ve güneybatısında yer alır. Bu bölge Lüksemburg'da sanayinin en önemli merkezlerinin ve ülkenin en büyük şehirlerinin bulunduğu yerdir.


Lüksemburg-Almanya sınırı, üç akarsu ile belirlenir: Moselle Nehri, Sauer Nehri ve Our Nehri. Ülkede yer alan diğer önemli akarsular Alzette Nehri, Attert Nehri, Clerve Nehri ve Wiltz Nehri'dir. Sauer ve Attert nehirlerinin vadiler Ösling ve Gutland arasındaki sınırı oluşturur.


Lüksemburg Köppen iklim sınıflandırmasında Cfb ile saınıflandırılan

Batı Avrupa deniz iklimine sahiptir. Özellikle yaz sonlarında yoğun miktarda yağış alır.





Nüfus bilgileri ve Etnik yapı



Lüksemburg'un yerli halkı Kelt kökenli, ancak Fransız-Alman ırkları ile karışıktır. 20. yüzyılda artan göç oranları ve göçmen sayısıyla Belçika, Fransa, Almanya, İtalya ve büyük çoğunluğu da Portekiz'den olmak üzere binlerce kişi ülkeye giriş yapmıştır. 2001 nüfus sayımlarında ülkede Portekiz vatandaşlığına sahip 58.657 kişi yaşadığı belirtilmiştir. Yugoslav Savaşları'nın başladığı dönemden beri Lüksemburg, Bosna-Hersek, Karadağ ve Sırbistan'dan büyük oranda göç almıştır. Her yıl ortalama 10 bin göçmen alan Lüksemburg'a son dönemde yapılan göçler büyük oranda Avrupa Birliği üyesi ülkelerden ve Doğu Avrupa ülkelerinden yapılmaktadır. 2000 yılı verilerine göre ülkede 162.000 göçmen vardır ve toplam nüfusun %37'sini oluşturmaktadırlar. Bunun yanı sıra ülkede sığınma hakkı istemiyle başvuranlar da dahil, toplam 5 bin kayıtdışı göçmen olduğu sanılmaktadır.

1. Bock Casemates


Ülkenin savunma gücünü yükseltmek için üzerine kale inşa edilen devasa bir kayalık olan Bock Casemates, içine oyulan galeri ve tünellerle oldukça gizemli ve etkileyici bir görünüme sahip. Şehri düşmana karşı korumak için oluşturulan bu tüneller, günümüzde ülkeye gelen turistlerin en gözde ziyaret noktalarından.



2. Notre-Dame Cathedral


Gotik tarzıyla enfes bir mimariye sahip olan Notre-Dame Cathedral, 1613-1621 yılları arasında inşa edildi. Ülkenin ileri gelenlerinin mezarlarının da yer aldığı bu katedral, kuleleri ve Rönesans tarzı mimari detaylarıyla turistlerin ilgi odağı.


  • Notre-Dame Cathedral konumu burada.


3. Büyük Dük Sarayı


Yalnızca rehberli turlar eşliğinde gezilebilen Büyük Dük Sarayı (Grand Ducal Palace), 1572-1795 yılları arasında belediye binası olarak tasarlandı. Günümüzde hala Büyük Dük ve Düşes’in ikametgâhı olan bu yapı, aynı zamanda resmi işlerin yürütüldüğü bir yapı olarak da kullanılıyor.


  • Büyük Dük Sarayı konumu burada.


4. Vianden Kalesi


Vianden Kalesi, Lüksemburg’un kuzeyindeki Vianden’de bulunuyor. Kalenin kökeni 10. yüzyıla dayanıyor. 11. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar Romanesk tarzda inşa edilmiş. Sonrasında kaleye gotik tarzda süslemeler eklenmiş. Kale, yıl boyunca her gün 10.00-16.00 saatleri arasında ziyarete açık. Dilerseniz kaleyi rehberli turlarla da gezebilirsiniz.



5. Bourscheid Kalesi


Bourscheid Kalesi kuzeydoğu Lüksemburg’daki Bourscheid köyü yakınlarında yer alıyor. Kaleler hep bulunduğu bölgelerin isimlerini almış Lüksemburg’da. Bu görkemli orta çağ kalesi, Roma döneminden kalma arkeolojik kalıntıların bulunduğu bir bölgede yer alıyor.



6. Grandük Jean Modern Sanatlar Müzesi


Sanata ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken Grandük Jean Modern Sanatlar Müzesi (Mudam Luxembourg Modern Art Museum), ülkenin dünyaca ünlü sanatçılarına ait eserlerine ev sahipliği yapıyor. Müze binasının tasarımı ise Louvre Piramidi’ni tasarlayan Ming Pei tarafından yapıldı.


  • Grandük Jean Modern Sanatlar Müzesi konumu burada.


7. Adolphe Köprüsü


Tren garı ve şehir merkezini birbirine bağlamak için 1900-1903 yılları arasında inşa edilen Adolphe Köprüsü (Adolphe Bridge), hem yaya hem de araç trafiğine açık. Petrus Nehri üzerindeki bu köprünün uzunluğu ise 153 metreyi buluyor.